Duru Yazıyor: (Duru 317 Günlük)
Cumartesi akşamı Betül Teyze beni ziyarete geldi...
Çok güzel kırmızı bir t-shirt getirmiş.
Kotumun üzerine de çok güzel yakışacak. Annem öyle diyo.
Betü Teyze geldikten sonra çok sevdim onu. İlk üç dakika alışma süreci oldu ağlayasım geldi. Kim bu tanımıyorum dedim ama sonrasında çok sevdim.
Bu arada babamla annem de çok güzel bir pasta almışlar. Afiyetle yediler ama bana fazla vermediler. Bence de fazla yememem lazım. Sonra kilo yapar kilolardan kurtulamam. Zaten tombik bebek diyorlar bana. Neyse yürümeye başlayınca bu kilolardan eser kalmıycak.
Neyse gecenin sonuna kadar Betül Teyze ile oynadık, annem babam ile konuştular. Ne konuşuyorlar bu kadar fazla anlamıyorum ki. Genel de benle zaman geçirdikleri için hem oynamaya hem de konuşmaya nasıl zaman buluyorlar anlamadım... :PP
Daha sonra babam bol bol fotoğraf çekti. Biz de poz verdik. Ben doğduğum günden beri fotoğraf çekildiğim için hemen poz vermeye başladım. Hatta ilk doğduğum saniyeden beri fotoğraflarım çekildiği için çok pozum birikmiş babam 12 Bine yakın diyor.
Duru'nun Web Sitesi durusengul.com
Duru Bebek.
1 Şubat 2007 saat 20:00 da sanki tam zamanlamış gibi doğdu...
Kollarıma ilk aldığımda rüyadamıydım, dünyadamı halen bilemiyorum.
Sevgili kızımız hayatımıza girdi gireli bi başka oldum desem yeridir.
İlk hasta olduğu tarih 30 Ağustos gecesi bu blog u açmaya karar verdim.
Annesi Seçil ve ben ara sıra birşeyler yazmaya çalışıyoruz.
Hakan Şengül
15 Aralık 2007 Cumartesi
Köprü Kurma
Hakan Baba Yazıyor:
Bugün Duru 315 günlük ve ilk defa ayakları ve elleri üzerinde kalkmaya çalıştığını gördüm. Biraz daha uğraşsa ve kendini geri doğru itse ayakları üzerinde dikilecek ve yürüyecekmiş gibi geldi.
Önce bir baktım ki ayak tabanlarına basıp elleri ile yerden güç almaya ve sonrasında da elleri ile kendini yukarı itmeye başladı. Popo yukarı kalktı. Ellerini ayaklarına yaklaştırınca aynı köprü gibi oldu. Baktı gördü yapamayacak yine popo üstü oturdu. Yürümesine az kaldı yorumlar geliyor bakalım... Bekliyoruz.
Bugün Duru 315 günlük ve ilk defa ayakları ve elleri üzerinde kalkmaya çalıştığını gördüm. Biraz daha uğraşsa ve kendini geri doğru itse ayakları üzerinde dikilecek ve yürüyecekmiş gibi geldi.
Önce bir baktım ki ayak tabanlarına basıp elleri ile yerden güç almaya ve sonrasında da elleri ile kendini yukarı itmeye başladı. Popo yukarı kalktı. Ellerini ayaklarına yaklaştırınca aynı köprü gibi oldu. Baktı gördü yapamayacak yine popo üstü oturdu. Yürümesine az kaldı yorumlar geliyor bakalım... Bekliyoruz.
10 Aralık 2007 Pazartesi
Alkış Yapmak
9 Aralık 2007 Pazar
Duru'nun Baba demesi
Hakan Baba bidiriyor:
Duru bugün yüzüme baka baka BA BA dedi.
Bizim kız yavaş yavaş baba demeye başlıyacak. Nasıl sevindim bilemezsiniz.
Hani bir reklam vardı:
-Adam asansörde "baba dedi babaaa" diye geziyordu ya bende ona döndüm sanırım ((:
Duru bugün yüzüme baka baka BA BA dedi.
Bizim kız yavaş yavaş baba demeye başlıyacak. Nasıl sevindim bilemezsiniz.
Hani bir reklam vardı:
-Adam asansörde "baba dedi babaaa" diye geziyordu ya bende ona döndüm sanırım ((:
8 Aralık 2007 Cumartesi
Yusuf'lara yaptığımız misafirlik
Hakan baba yazıyor: Duru 310 günlük.
Bu akşam dışarıda yemek yiyelim dedik. Bizim meşhur Çömlek Kurufasulyecisine gittik.
Herzamanki keyfli yemeğimizi yedik, tabi Duru dururmu o da yemek istedi ve kurufasulye-pilav ikilisinin tadına baktı. Fazla yemese de neredeyse bir çorba kaşığı fasulyeyi mideye indirdi.
Yemekten sonra Alev, Yusuf ve sevgili oğulları Yiğit'lere gittik.
Biraz lafladıktan sonra Yusuf meşhur mısır patlatma merasimine geçti.
Gerçekten pratik bir iş.
İşlem basit aslında, mısırı bir borcam kaseye koy, yağ ve tuz ekle, üzerine bir tabak kapat, mikro dalgaya koy, 700 derece ve 8 dakikaya ayarla. Olsun sana bir koca kase mısır.
Bu arada Yiğt ve Duru da kendi çaplarında oyuncak ile oynamaya geçtiler.
Resimler aşağıda ((:
Bu akşam dışarıda yemek yiyelim dedik. Bizim meşhur Çömlek Kurufasulyecisine gittik.
Herzamanki keyfli yemeğimizi yedik, tabi Duru dururmu o da yemek istedi ve kurufasulye-pilav ikilisinin tadına baktı. Fazla yemese de neredeyse bir çorba kaşığı fasulyeyi mideye indirdi.
Yemekten sonra Alev, Yusuf ve sevgili oğulları Yiğit'lere gittik.
Biraz lafladıktan sonra Yusuf meşhur mısır patlatma merasimine geçti.
Gerçekten pratik bir iş.
İşlem basit aslında, mısırı bir borcam kaseye koy, yağ ve tuz ekle, üzerine bir tabak kapat, mikro dalgaya koy, 700 derece ve 8 dakikaya ayarla. Olsun sana bir koca kase mısır.
Bu arada Yiğt ve Duru da kendi çaplarında oyuncak ile oynamaya geçtiler.
Resimler aşağıda ((:
3 Aralık 2007 Pazartesi
Bilge Buket'in ziyareti
Hakan Baba Yazıyor.
Bugün çocukluk arkadaşım Kağan'lar geldi.
Evde iki tane bebek olunca tabi evin neşesi de ikiye katlandı.
Benim için de ne mutluluk ki çocukluk arkadaşım ve bizim çocuklarımız da aynı ortamda olunca büyüdüğümüzü anladım... Kazık kadar olsak ta eski günleri hatırlayınca insan kendini "dünde" hissediyor ((:
Konuklarımız can ciğer dostlarımız aslında,
Ayten Teyze: Kağanın annesi,
Kağan, Julide (Kağanın eşi) ve kızları Bilge Buket geldiler.
Bugün çocukluk arkadaşım Kağan'lar geldi.
Evde iki tane bebek olunca tabi evin neşesi de ikiye katlandı.
Benim için de ne mutluluk ki çocukluk arkadaşım ve bizim çocuklarımız da aynı ortamda olunca büyüdüğümüzü anladım... Kazık kadar olsak ta eski günleri hatırlayınca insan kendini "dünde" hissediyor ((:
Konuklarımız can ciğer dostlarımız aslında,
Ayten Teyze: Kağanın annesi,
Kağan, Julide (Kağanın eşi) ve kızları Bilge Buket geldiler.
Ayten Teyzem Duru ile oynarken, Ayten Teyze emekli edebiyat öğretmeni olduğu için, konuşması hem çok düzgün hemde sesletimi çok güzeldir. Ayrıca pek çok kafiyeli ninni ve bebek oyunu bilir. Tabi Duru'nun da çok hoşuna gitti.
Duru, Ayten Teyzem ve Kağan oynarlarken.
Duru Kağan amcasının kucağında...
Duru, Julide Teyzesi ve Bilge'ye hoşgeldin derken...
Mutlu Aile Tablosu
Bilge Buket, Julide ve Kağan
Dil nasıl çıkarılır görün.
Gayet sanatsal bir fotoğraf. İçindeki güzel olunca tüm fotoğraflar güzel çıkar...
2 Aralık 2007 Pazar
Yavuz Amca, Gönül Teyze, Begüm Abla gezmesi
Duru Şengül yazıyor.
1 Aralık 2007 Cumartesi (Duru 303 günlük)
Dun aksam misafirlikteydik. Cok guzeldi. Yine beni bol bol sevdiler.
Babamın daha önceki işyerinden Yavuz Amcalara gittik. Çok güzel bir geceydi. Bol bol yiyecek ve sevecenlik vardı. Özellikle iki tane ablamın olması çok güzeldi. Benle bol bol oynadılar.
Misafirlikte Yavuz Amca, eşi Gönül Teyze, kızı Begüm ve bizler gibi misafir olan Seyfi Amca, eşi: Canan teyze ve kızı Ece abla vardı.
Yavuz ve Seyfi Amcalar bi ara el bilgisayarları ile oynamaya başladılar... Ben de büyüyünce bilgisayarım olucak. Hatta babam, sana daha hızlı bir el bilgisayarı alıcam dedi.
1 Aralık 2007 Cumartesi (Duru 303 günlük)
Dun aksam misafirlikteydik. Cok guzeldi. Yine beni bol bol sevdiler.
Babamın daha önceki işyerinden Yavuz Amcalara gittik. Çok güzel bir geceydi. Bol bol yiyecek ve sevecenlik vardı. Özellikle iki tane ablamın olması çok güzeldi. Benle bol bol oynadılar.
Misafirlikte Yavuz Amca, eşi Gönül Teyze, kızı Begüm ve bizler gibi misafir olan Seyfi Amca, eşi: Canan teyze ve kızı Ece abla vardı.
Yavuz ve Seyfi Amcalar bi ara el bilgisayarları ile oynamaya başladılar... Ben de büyüyünce bilgisayarım olucak. Hatta babam, sana daha hızlı bir el bilgisayarı alıcam dedi.
Oyuncaklarım ile de oynadık. Ece ablam bana bazı oyuncaklar ile nasıl oynayacağımı da gösterdi. Bunca senedir yanlış oynamışım, haberim yokmuş. Bu arada sene ne demek yahu? (:
Canan teyze benle bol bol muhabbet etti.
Bir ara başım dönmeye başladı. Dünyayı ters görmeye başlamıştım. Hatta böyle bakınca herşey başaşağı gibi duruyordu...
Yavuz Amcaların mutfaktaki boncuklar çok hoşuma gitti. Tabi Gönül teyzenin de bana Cee yapması da çok hoştu.
Acaba biz de mi mutfak kapısına böyle şıkır şıkır boncuklardan alsak? Dur annem ile konuşayım da bana da alsın bu boncuklu iplerden... Hatta ne koparırım ben bunları bee...
Canan teyze benle bol bol muhabbet etti.
Bir ara başım dönmeye başladı. Dünyayı ters görmeye başlamıştım. Hatta böyle bakınca herşey başaşağı gibi duruyordu...
Yavuz Amcaların mutfaktaki boncuklar çok hoşuma gitti. Tabi Gönül teyzenin de bana Cee yapması da çok hoştu.
Acaba biz de mi mutfak kapısına böyle şıkır şıkır boncuklardan alsak? Dur annem ile konuşayım da bana da alsın bu boncuklu iplerden... Hatta ne koparırım ben bunları bee...
Acaba bu boncukları nasıl incelesem diye planlar yaptım...
18 Kasım 2007 Pazar
Duru ve REKLAMLAR
Hakan Baba yazıyor:
Duru bir süredir reklamları çok dikkatli izliyor.
Her çocuk sahibi olan kişini de dediği aynı. Bebekler reklam izlemesini çok seviyor.
Hatta kuzenimin dediği bir cümleyi şimdi şimdi anımsıyorum.
İkinci kızına yemek yedirmek için (şimdi eşşek 15 yaşında oldu) videoya reklamları kaydetmiş ve onlarla yemek yediriyormuş...
Bugün dikkatim çeken başka birşey oldu.
Duru yerde oturup reklamları izlerken, Seçil uyardı ve televizyonu kapattım.
Duru yere yattı ve kafasını çevirdi.
Yarım dakika sonra yine tv yi açtım bizimki yine kafasını kaldırdı ve izlemeye başladı.
Yaklaşık 10 saniye sonra tv nin sesini kapattım.
Duru yine yattı ve kafasını çevirdi.
İlginç geldi. Demek ki reklamlarda ses ve görüntü birleşince dikkatini çekiyor...
Diğer programlara fazla ilgi göstermiyor...
Bakalım inşallah fazla televizyon bağımlısı olmaz.
Duru bir süredir reklamları çok dikkatli izliyor.
Her çocuk sahibi olan kişini de dediği aynı. Bebekler reklam izlemesini çok seviyor.
Hatta kuzenimin dediği bir cümleyi şimdi şimdi anımsıyorum.
İkinci kızına yemek yedirmek için (şimdi eşşek 15 yaşında oldu) videoya reklamları kaydetmiş ve onlarla yemek yediriyormuş...
Bugün dikkatim çeken başka birşey oldu.
Duru yerde oturup reklamları izlerken, Seçil uyardı ve televizyonu kapattım.
Duru yere yattı ve kafasını çevirdi.
Yarım dakika sonra yine tv yi açtım bizimki yine kafasını kaldırdı ve izlemeye başladı.
Yaklaşık 10 saniye sonra tv nin sesini kapattım.
Duru yine yattı ve kafasını çevirdi.
İlginç geldi. Demek ki reklamlarda ses ve görüntü birleşince dikkatini çekiyor...
Diğer programlara fazla ilgi göstermiyor...
Bakalım inşallah fazla televizyon bağımlısı olmaz.
6 Kasım 2007 Salı
Duru'nun ayağa kalkma çalışmaları
Dün çalışmalarına başladığı ayağa kalkma çabaları bugün başarıya ulaştı.
Bu sabahtan baktım koltuk örtülerine tutunup kalkmaya çalışıyor.
Daha sonrasında daha fazla kalktı. Uç kısma gelince ellerinden güç alamadığı için örtüyü ısırdı ve kendini daha da yukarı çekti.
En sonunda başarı...
Öyle bir sevindi ki anlatamam...
Bu sabahtan baktım koltuk örtülerine tutunup kalkmaya çalışıyor.
Daha sonrasında daha fazla kalktı. Uç kısma gelince ellerinden güç alamadığı için örtüyü ısırdı ve kendini daha da yukarı çekti.
En sonunda başarı...
Öyle bir sevindi ki anlatamam...
21 Ekim 2007 Pazar
Misafirlerimiz Yiğit Alev ve Yusuf
Hakan Baba Yazıyor:
Bu akşam misafirlerimiz vardı.
Yani Duru'nun misafirleri. Artık bize fazla bakan yok. ((: genelde tüm ilgi Duru üzerinde toplanıyor. Bir nevi pabucumuzun dama atılması gibi.
Bu akşam Yiğit Abi, Alev Teyze ve Yusuf Amcalar bizde idi Durunun yakınları ve ilk gören dostları. Sağolsunlar Duru'nun doğumunda yanımızdaydılar. Hatta ameliyathane önünde beklerken ilk yanıma gelen Alev idi.
Hatta hastabakıcı Duru'nun doğumunu haber verip "bahşişi alayım" deyipte cepte 5 kuruş yokken* bana para veren de Yusuf idi.
Ne diyeyim insanın Alev ve Yusuf gibi dostları olsun. Başka bişi istemezsiniz...
Bir de canavar Yiğidimiz var ki tam bi delikanlı potansiyeli.
Bu akşam bizdeydiler.
Duru, da onları çok sevdiği için hemen havaya giriyor ve kucaklaşmalar, hoplayıp zıplamalar daha bir farklı oluyor.
Hatta ilk oyuncakları da Yiğit Abisinin oyuncakları olunca, oyunlar da bir farklı olmaya başlıyor.
Tabi bir de Yusuf'un kel olmasından dolayı Duru'nun daha bi sempatik davranması da başka bir olgu (((: keldaşım arkdaşım benim.
Seçil ile Alev'in yemek hazırlıkları yaparken biz de fotoğraf çalıştık.
Daha sonra yapılan nefis yemekleri yerken de bol bol muhabbet ettik.
Ne diyeyim Alev ve Yusuf ile sohbeti özlemişiz. Daha önce damdan düştükleri için (çocuk konusunda baya bi deneyimliler) tüm deneyimlerini de bizlerle paylaşıyorlar.
Bu da bizim için ön bir bilgilenme oluyor.
Şunu farkettim ki herkes hemen hemen çocuk sahibi ve yetiştirirken herkesin bir deneyimi var. Yalnız bu deneyim sizin çocuğunuzun doğumuna ne kadar yakın ise bazı ufak tecrübeler de birbirine yakın oluyor.
Örneğin annelerimiz bizleri yetiştirirken hazır bezler yoktu. Dolayısı ile onların yaşadığı alt bağlama tecrübeleri bize pek uygun değil.
Sanırım yaşanılan yıllara göre bazı sorunlar ve yaklaşımlar da birbirine yakın.
Her neyse
Kahve faslından sonra konuklarımız daha fazla kalamadılar. Yiğidin okulu olması nedeni ile kısa bir misafirlik oldu.
Her zaman bekleriz...
* Duru'nun gelişi erken olunca, ofisten bir fırlamışım ki yanıma para almayı unuttum.
Bu akşam misafirlerimiz vardı.
Yani Duru'nun misafirleri. Artık bize fazla bakan yok. ((: genelde tüm ilgi Duru üzerinde toplanıyor. Bir nevi pabucumuzun dama atılması gibi.
Bu akşam Yiğit Abi, Alev Teyze ve Yusuf Amcalar bizde idi Durunun yakınları ve ilk gören dostları. Sağolsunlar Duru'nun doğumunda yanımızdaydılar. Hatta ameliyathane önünde beklerken ilk yanıma gelen Alev idi.
Hatta hastabakıcı Duru'nun doğumunu haber verip "bahşişi alayım" deyipte cepte 5 kuruş yokken* bana para veren de Yusuf idi.
Ne diyeyim insanın Alev ve Yusuf gibi dostları olsun. Başka bişi istemezsiniz...
Bir de canavar Yiğidimiz var ki tam bi delikanlı potansiyeli.
Bu akşam bizdeydiler.
Duru, da onları çok sevdiği için hemen havaya giriyor ve kucaklaşmalar, hoplayıp zıplamalar daha bir farklı oluyor.
Hatta ilk oyuncakları da Yiğit Abisinin oyuncakları olunca, oyunlar da bir farklı olmaya başlıyor.
Tabi bir de Yusuf'un kel olmasından dolayı Duru'nun daha bi sempatik davranması da başka bir olgu (((: keldaşım arkdaşım benim.
Seçil ile Alev'in yemek hazırlıkları yaparken biz de fotoğraf çalıştık.
Daha sonra yapılan nefis yemekleri yerken de bol bol muhabbet ettik.
Ne diyeyim Alev ve Yusuf ile sohbeti özlemişiz. Daha önce damdan düştükleri için (çocuk konusunda baya bi deneyimliler) tüm deneyimlerini de bizlerle paylaşıyorlar.
Bu da bizim için ön bir bilgilenme oluyor.
Şunu farkettim ki herkes hemen hemen çocuk sahibi ve yetiştirirken herkesin bir deneyimi var. Yalnız bu deneyim sizin çocuğunuzun doğumuna ne kadar yakın ise bazı ufak tecrübeler de birbirine yakın oluyor.
Örneğin annelerimiz bizleri yetiştirirken hazır bezler yoktu. Dolayısı ile onların yaşadığı alt bağlama tecrübeleri bize pek uygun değil.
Sanırım yaşanılan yıllara göre bazı sorunlar ve yaklaşımlar da birbirine yakın.
Her neyse
Kahve faslından sonra konuklarımız daha fazla kalamadılar. Yiğidin okulu olması nedeni ile kısa bir misafirlik oldu.
Her zaman bekleriz...
* Duru'nun gelişi erken olunca, ofisten bir fırlamışım ki yanıma para almayı unuttum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)