30 Eylül 2007 Pazar

Uzunköprü Zamanlarımız

Bahçeye gittik.
Bol bol sebze meyva topladık.
Devamı var yakında resimlerle beraber burada...

İlk Edirne Gezimiz

Hakan Baba Yazıyor:
En sonunda Edirneye gidebildik ve ilk gezimizi yapabildik.
Şükran Ablada bizimle gelmişti ve Edirneyi çok merak ediyordu. Bizde gittik...
Önce Babaanneme uğradık. Duru'yu ilk kez görecekti.
Duru yine olumlu hallerini gösterdi ve babaanneme gülümseyerek girdi içeri.
Sanırım ilk çeyizliklerini de babaannemden aldı.
Kadıncağız ördüğü çetik, çorap vb şeylerden bir bohça hazırlamış. Veda edip ayrıldık.

Edirneye gidipte Selimiye Camiini gezmemek olur mu?
Güzel zamanlar geçirip çok ta güzel fotoğraflar çektik.
Şükran Abla Edirne ve Selimiye Camii ni merak ettiğinden doğrudan camiye gittik.
Hem camide hem de dışarıda bol bol fotoğraf çektim.



Şükran Abla Camiye hayran kaldı...



Selimiye'nin bahçesinde... Seçil ve Şükran Abla.
Ters Lale hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linke tıklayınız.

Cami içindeki Ters Lale Şadırvanı ve Şükran Abla etrafa bakarken.

Selimiye Camii Kubbe görüntüsü.

Kubbenin farklı bir açıdan görüntüsü.


Minareler ve Şerefeler...
Bahçedeki seyyar satıcılar.
Ve Gezinin en güzel yerine geldik.
Çocukluk arkadaşım Kağan eşi Julide BAYRAK'ın kızları Bilge Buket' görmek için Kağanlara gittik. Tabi Duru, Bilge'yi yakından tanımak istedi :-)

Hatta bir ara "bu şeker kız kim, acaba oyun oynayabilirmiyiz?
Veya gerçekten şeker mi" diye tadına da bakmak istedi...
Olmadığını görünce....

Kıyafetlerini yakından incelemeye başladı. Aynıları bende de vardı diye düşünüyordu.


Duru ve Bilge Buket Seçilin kucağında.


Analar ve Kızları.
Bilge Buket'in gülümseyen fotoğrafını yakaladım. Kerata çok tatlı gülümsüyor.
Babası bile bu kadar güzel gülümseyemez :-P




Uzunköprü Gezimiz

Hakan Baba Yazıyor:

29 Eylül cumartesi günü Uzunköprüdeydik.
Çoktan beridir gitmediğimiz memleketimize gittik. Taba anneanneler, babaanneler, büyükanneler, dedeler bizden çok Duru Bebeği bekliyorlarmış :-))
Hele Duru'nun büyükannesi (benim anneannem) Duru'yu severken nasıl gözleri parlıyordu anlatamam... Benim için büyük bir duygulanma oldu. Aynı duyguyu bir de Seçil'in dedesi severken yaşadım. Sanırım büyükler torunlarının çocukları olunca daha bir farklı seviniyorlar.

Umarım Duru da torunlarının çocuklarını görür.

Cumartesi akşamı Saadet annem yine yemeklerini konuşturmuştu. Şimdiye kadar yediğim en güzel Hünkar Beğendi'yi yedim.

Tabi dedemizin bahçesinden toplanılan orgnik patlıcanların lezzeti de bir başka tat vermişti...

26 Eylül 2007 Çarşamba

Durunun Emeklemesi

Hakan Baba yazıyor:
Bu akşam Duru ile oynarken farkettim ki emekleme hazırlıklarındayız.
Dizleri üstüne kalkmış ileri geri hareket etmek istiyor.
Allah dedim bizim kız emeklemeye başlıyacak. Hatta emeklemeden yürüyecek sanırım.
Kollarıma tutunup kalkmak istiyor. Hadi hayırlısı...

23 Eylül 2007 Pazar

Duru ve Uykusuzluk

Hakan baba bildiriyor :)) :
Dün gece Elif ve Bora'lardan geldikten sonra Duru'nun mızmızlığı başladı.
Sanırım diş ağrıları var derken bir ara uykuya daldı.
Daha sonrasında da bir uyandı pir uyandı.
Saat 5:30 a kadar ayakta kaldık.

Dişi azıcık uç vermiş.
Akşam sanki benim dişlerim sızlıyordu. Sevgili kızımız kafasını bir o yana bir buyana sallarken gözlerimin içine bir bakışım vardı ki ürperdim. Kimbilir ne kadar acı çekiyordur. Diş çıkarken damağın yırtılmasını düşünemiyorum. Bir süre böyle devam etti. Aklımıza DENTINOX geldi. Biraz sürdük. Doktorumuz çok fazla kullanmamamızı tavsiye etmişti. Açıkçası korkarak sürdük. En son 5 falandı uyumuşum Seçil de uyutmuş öyle uyumuş...
Diş çıkarmak zor zanaat.